Kategorisiz

Hicret-i Nebeviyye (s.a.v.)

Resul-i Ekrem (s.a.v.) Mekke-i Mukerreme’den Medine-i Munevvere’ye Hicret-i seniyyeleri, İslam Tarihi’nin en buyuk hadisesidir ki bu hadise ile başlayan tarihe Hicri Tarih denir. Veladet-i Muhammediyye’nin 54’uncu ve Tarih-i Miladi’nin 622’nci senesine rast gelir. Yani Nubuvvet-i Muhammediyye’nin 12’nci senesinde, Rebiu’l-Evvel ayının 12’nci gununde Medine-i Munevvere’ye vasıl olmuşlardır. Bir tarafan Evs ve Hazrec Kabileleri fevc fevc imana gelmekte idir. Ve bir taraftan Medine-i Munevvere’ye hicret eden Ashab-ı Kiram peyderpey orada toplanmakta idi.

Dini İslam, Medine-i Munevvere’de kuvvet bulmağa başladı. Muşriklerin akılları erdi ki Medine-i Munevvere’de buyuk bir Kuvve-i İslamiyye peyda olacak ve Kureyş’in Şam yolunda muhim bir guzergahı olan Medine diyarı Ehl-i İslam’ın elinde kalacak. Muşriklerin uluları buralarını duşundukce telaşa duştuler. Bu husus icin Daru’n-Nedve’de toplandılar. Tarihde beyan olunduğu üzre, muhtelif re’ylerde bulundularsa da, nihayet Ebu Cehl’in re’yi ile “O’nu oldurmekten başka care yoktur” diye bu re’y kabul olundu.Cebrail (a.s.) gelup keyfiyeti haber Verdi.Medine-i Munevvere’ye hicret etmek uzere me’zun ve Ebu Bekr Sıddik’ı da birlikte goturmeğe me’mur olduğunu bildirdi.

Resul-i Zişan (s.a.v.) Efendimiz, Ebu Bekr-i Sıddik (r.a.) ile beraber Hafız-ı Hakiki Hakk Subhanehu ve Teala Hazretleri’nin emr u iradesiyle Mekke’den Hicret buyurdular. Uc gece Cebel-i Sevr’de kaldıktan sonra her ikisi kılavuz olarak ücretle tutulan ğayr-i muslim ve şayan-ı i‘timad olan Abdullah bin Ureykit ile beraber on gunluk mesafeyi -yani 500 kilometrelik yolları, dağları, çölleri- geçtiler ve düşmanların şiddetli ta’kibine rağmen Medine-i Munevvere civarına sekiz gunde vardılar. Seyahat icin her şey hazır idi. Cebel-i Sevr’deki mağara bugun demevcuddur. Kalbleri İslamiyyet aşkıyla yanan butun mu’minler, Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz’in bu mağarada geçirdiği gunun hatıralarını kalblerinden yaşamakdan buyuk bir zevk duyarlar.Bu hicret Seferi esnasında Peygamber (s.a.v.) Efendimiz maceralarla karşılarak muteaddid Mu’cize-i Nebeviyye’nin zuhuur eylediğini kitablarımız tafsilatıyle beyan eylemektedir.Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz’in Mekke’den cıktığını ve Medine’ye yaklaştığını haber alan butun Ehl-i İslam her gun sabahları ta sıcak basıncaya kadar Medine’nin dışarısına cıkıp, Peygamber (s.a.v.)Efendimiz’in teşrifini intizar etmektde idiler. Yine bir pazartesi gunu idi. Herkes kırlarda bekleştiler. Bir zuhurat olmayınca geri donmuşlerdi. Lakin bir yahudi evinin damına cıkmış etrafına bakıyordu. Uzaktan Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’le Sıddik-ı Ekber refikini beyazlara burunmuş ve halkın da etrafını sarmış olduğunu gordu. Ve: “Ey Ehl-i İslam! Beklediğiniz zat işte geliyor!” diye herkese mujde verdi. Muslumanlar da hemen silahlarını alıp tekbirlerle karşıladır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu