Kadir Gecesi
KADİR GECESİ
Kadir Gecesi, 26 Ramazan’ı 27 Ramazan’a bağlayan gecedir. Ramazan’ın son onundaki geceleri ihya etmek (ibadetle geçirmek) menduptur. Hz. Âişe (r.anhâ)’dan bildirildiğine göre, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, Ramazan’ın son on günü girince, geceyi ihyâ ve çoluk-çocuğunu kaldırarak ibadet ederlerdi. Maksat Kadir gecesini ihyâdır. “Kadir gecesini Ramazan’ın son onunda arayınız.” (Buhâri) Hadîs-i şerîfi, hakkında ihtilâf edilmeyen kuvvetli bir hadîstir.“O mübarek gecedeki amel, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydaki amelden hayırlıdır.” (Kadir, 3)
Hadîs-i şerîfte: “Kadir gecesinde, sevâbına inanarak ve umarak namaz kılanın (ihyâ edenin) geçmiş ve gelecek günâhlarını bağışlanır.” buyurulmuştur. Malûmdur ki, Kadir gecesi, şeref gecesi demektir. Hadîs-i şerîflerin verdiği haberlere göre, Kadir gecesi, Ramazan’ın son on gecelerinde gizlidir. Gecelerini ihyâya gayret sarf etmek için gizli tutulmuştur. İtikâfa girerek onu Ramazan’ın son on gününde aramak gerekir. Nevevî’nin beyânına göre, en ümitlisi, o on gecenin teklerinde aramaktır. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, İbn-i Abbâs (r.a.)’nın ve sahâbe (r.a.e.)’in bir kısmının kavillerine göre, Ramazan’ın yirmi yedinci gecesi olduğuna işaret etmiştir.
Ebû Saîd (r.a.)’den: Resûlullâh (s.a.v.) buyurdular ki: “Kadir gecesi bana (bugün rüyamda) gösterildi, (şu anda hangisi olduğunu unuttum). O gecenin sabahında kendimi su ve toprak içinde secde eder buldum.” derken hava bozdu, yağmur başladı. Zaten mescid çardak şeklindeydi (üstü dallarla örtülü idi). Resûlullâh (s.a.v.)’in burnu (alnı) üzerinde ve burun yumuşaklarında su ve toprak bulaşığını gördüm. O gün Ramazan’ın yirmi birinci sabahıydı.” (Buhârî)
“Gerçek, biz onu Kadir gecesinde indirdik, Kadir gecesinin (o büyük fazl-u şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gece melekler ve rûh, Rablerinin izniyle, her bir iş için iner de iner. O (gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır.” (Kadir Sûresi)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kadir gecesini sıdk ve yakîn ile ihyâ eden mü’min-i kâmilin günâh-ı sağîrleri (küçük günâhları) mağfûr olur (affedilir).” (Câmi‘u’s-Sağîr)
Kadir gecesi, Ramazân ayında ve bu ayın da büyük bir ihtimalle son on günü içindedir. Kur’ân-ı Kerîm, âyetler hâlinde inzâl olmaya bu gecede başlamıştır. Kadir gecesi, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır.
Müslümanlar olarak bu geceyi ibâdetle, tâatle ihyâ etmeli, kusûr ve günâhlarımızdan dolayı tevbe ve istiğfâr etmeliyiz. Yine terâvihten sonra iki rek‘at nâfile namâz kılmalı, Kur’ân-ı Kerîm tilâvet etmeli, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e bol bol salât-ü selâm getirmeliyiz. Ana, baba, akraba ve dîn kardeşlerimizin de hukûkuna bu gecede riâyet etmeliyiz. Kötü fiillerden son derece kaçınmalıyız.
Bir hadîs-i şerîfte: “Kadir gecesinde Kadr sûresini okuyan, Kur’ân-ı Kerîm’in dörtte birini okumuş olur.” buyuruldu.
Başka bir hadîs-i şerîfte bu gece okunacak şu duâ öğretilmiştir: “Allahümme inneke afüvvün tühıbbül afve fa’fü annî” (Yâ Rabbi, muhakkak ki, sen afvedicisin, afvı seversin, beni de afvet.) (Abdulkâdir Geylânî (k.s.), Gunyetü’t-Tâlibîn, s. 306-307)
Yeryüzüne nûr saçan, âlemi zulmetten nûra garkeden ve insanlığa ebedî saâdeti bahşeyleyen Kur’ân-ı ‘Azîmû’ş-şân bu mübârek gecede nâzil olmuştur. Kadir gecesi bütün sene içerisinde gizli olabileceği gibi Ramazân ayının yirmi yedinci gecesi olarak bilinir veya öyle itibar edilir. O gece amel, ibâdet ve mücâdele sûretiyle erişilecek hayır ve sevâb, onsuz bin ayda kazanılacak hayır ve sevâbdan çok daha ziyâde hayırlıdır.